Tek düze bir ritim. Mavi dalgın, eflatun beklemekte.
Dalgaların sesi yavaştan hızlıya yavaşa Mavinin uyanışına, Eflatunun
bekleyişine eşlik eder.
Mavi: Kabaran denizlerin üstündeki köpükler tek tek
yok oluyor.
Köpüklerin ardından saydam bir mavi;
Parıldıyor, ışık dibe iniyor;
Oynaşan
balıkların yanına kadar çekiyor insanı.
Işık
hızlandırıyor yolculuğu.
Dört bir yanın, üstün, altın Mavi.
Gözlerin
uzakları aradığında
Bakışların sisler arasında kayboluyor.
Ufuk
çizgisinde mavinin beyaza yakın rengi.
Sınırsızın içinde insan, bir nokta,( küçük bir karınca gibi)
Zavallı
ve çaresiz hissediyor kendini.
Eflatun:
Mavi’nin
kıyısındayım şimdi.
Biliyorum canlanacak renklerim.
Eskisi
gibi tüm gözlerin perdelerindeki,
Buğulu
düşler canlanacak.
Sevgilimin baktığı gözler canlanacak yeniden,
Çocuklarımın kokusu dolacak buram buram her bir bahçenin
Taze
çiçeklerinin al yapraklarına.
Tek düze dalga ritimleri devam etmektedir. Dalga seslerinin
başlangıcında Mavi ve Eflatunun sırt sırta sahnenin ortasındadırlar. Dalgalar
devam ettikçe ve replik sıraları geldiğinde hareketlenirler sahnenin iki ucuna
doğru ilerler.
Mavi:
Engin,
Uçsuz bucaksız,
Sonsuz
boşluğun ortasında bir nokta.
Noktanın
içindeki sınırsız dünyalardan,
Sayısız
resimler geçmekte.
Âdemoğlu,
O derinliğin
ve enginliğin içinde olan,
Anlamakta
var olanı ve kendini tüm çizgilerde.
Bir gözün
gördüğü derya içinde yeniden biçim bulmakta her bir var olan.
Âdemoğlu
çoğalmakta anladığı her bir var olanla birlikte.
Düşlerinde
ayrı bir yol sürmekte,
Mavi o
yolculuğun içinde bir adım.
Eflatun
düşlerimin beni çağıran sesi,
Bir haykırış
okyanusta yankılanan.
Fırtınaların
kulağıma fısıldadığı,
Derinlerden
süzülen bir nefes Mavi.
Eflatun:
Kanatlarını açmış ufka doğru süzülen kuşlar,
Benim
için yeni umutların şafaklarına uçmaktalar.
Engin
suların sadık bekçileri,
Küçük
ağızlarıyla ışıklar arasından taze düşler taşıyorlar bana.
Mademki soluğum tükenmedi daha,
İlla ki
önümde gitmek için bir yol uzanacak.
İşte o
yolları açacak olan anahtar,
Eflatun
düşlerimin arasına sızacak olan ışık,
Doğacak
olan günün sonrasında ufukta belirecek.
Yakında
dağılacak kara bulutların üzerimdeki saltanatı.
Kuru
dallarımdan taze filizler uzanacak gökyüzüne doğru.
Bitmeyen
şarkıların hüznü ve neşesi yeniden çınlamaya başlayacak kulaklarımda.
Yeşil
tepelerimizin üstünde yine eflatun bulutlarımız süzülecek.
Ufukta
köpükler kaynaşmaya başladığında
Gün
doğacak yeniden
Maviyle
birlikte gelen ışık doğuracak güneşlerimi.
Mavi:
Zavallı ve
çaresiz olanın umutları
Dağlara
yükseliyor, okyanusları aşıyor.
Sınırsız
içindeki küçük noktanın devasa gücü
Hiç bir
engel tanımıyor.
Kendi
küçüklüğü umurunda bile değil.
Anlamanın
mucizevî gerçekliğinin çıplaklılığı altında
Derinlerden
süzülen kaynağın beslediği ışık,
Zavallı
insanın kavramaya çalıştığı anlam denizinde
Seni
bekleyenlerin hatırına,
Doğsun artık
tüm billur ışıkların
Köpürsün
yeniden denizler,
Albatroslar
karşılasın
Şenlikli
yolculuğumun nadide kıyılarında beni
Bulutlar
arasında kalan düşler canlansın
Eflatunun
ipeksi dokunuşları dolaşsın saçlarımın üstünde.
Zengin düşlerimizle kavuşma zamanı
yaklaşıyor.
Eflatun
zamanların doğacağı günlerin kıyısına doğru yaklaşmaktayız şimdi.
Yorgun
gözlerim ufuktaki kamaşmayla açılacak.
Doğan günün
eşiğindeki renk cümbüşü
Bambaşka
hayatlar bahşedecek bize.
Geliyorum
kıyıda gözlerini ufka dikmiş düş kadın.
Sesini duyan
adam gözlerine doğru yol almakta.
Eflatun:
Umutları
tükendiği zaman
İnsanoğlunun soluğu kesilirmiş.
Yitirilen
tüm sevdaların ardında kalanlar,
Önce
umutlarını yükleyebilecekleri limanlara doğru göç ederlermiş.
İşte bu
limanlara taşıyan her adımları onlara can katarmış.
Canıma
can, soluğuma umut katan bir limandayım uzun zamandır.
Acılarımı
ve nefretlerimi kustum tüm zamanların lanet türkülerine.
Şimdi
temiz, taze bir solukla
Yeni
doğmuş bir düş gibi kucaklayacağım güneşlerimi.
Açılan
yeni kapılardan süzülen ışığım,
Senin
yolunun üzerine dikilmiş gözlerim.
Ufukta
belirdiğinde gölgen şenlikler başlayacak yeniden içimde.
Bayramların ocaklarında pişecek yeni umutlarımız.
Gelecek
olan ışık yüklü gemilerin ak yelkenleri altındaki Mavi,
Seni
bekleyenlerin hatırına,
Köpürsün
artık ufuklar,
Sisler
arasından doğacak olanı karşılayacak düşler canlansın.
Eflatun
adımın zamanları dillensin tüm göçlerde.
Düşlerin
gerçeğe doğru açılan her yelkeninde
Sevda
üzere çarpan yüreklerin
Ufkunda
şavkıyan umutlara giden yol,
İşte şu
kadarcık uzakta
Bir adım,
bir adım daha!
KARA
GÖRÜNDÜ!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Sahnenin iki ucunda olan Mavi ve Eflatun yüzlerini
birbirlerine dönerler. Ellerini gözlerine siper ederek birbirlerine bakarlar.
Işıklar ağır ağır kararır. Onlar sahnenin ortasında buluştuklarında
ortalık aydınlar. Kulakların içindeki seslerin gözlerinin
buluşmasıyla bu bölüm sonlanır.
Yorumlar
Yorum Gönder